Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde yaşayan 68 yaşındaki Taşkent, 16 yıl önce öğretmenlikten emekli olduktan sonra ahşap oymacılığa merak sardı.
Bu alanda çeşitli eserler ortaya çıkaran Taşkent, KOMEK'te aldığı eğitimlerle kendini geliştirdi.
Taşkent, evindeki televizyon sehpası, konsol, ecza dolabı, abajur, ayna gibi birçok eşyayı adeta "sanat eseri" gibi ahşapla şekillendirdi.
- Teselliyi ahşapta buldu
Eta Taşkent, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun yıllar ahşap oymacılığı alanında çalışmalar yaptığını, aldığı eğitimlerle farklı ürünler ortaya çıkardığını söyledi.
Eserlerini ortaya çıkarırken yakma, kesme, oyma ve naht sanatını da kullandığını dile getiren Taşkent, bazı modellere de hattatlar yardımıyla yazılar yazdıklarını kaydetti.
Taşkent, öğretmenlik yaptığı dönemde çalıştığı okullarda farklı el sanatlarıyla ilgili çalışmalar yaptığını belirterek, "İlk çalıştığım okulda kıl testereyle kesme yaptığımda o zevki aldım, daha sonra müfredattan bu dersler kalktı. Sonra ben hobi olarak çalışmaya devam ettim." dedi.
KOMEK'e giderek aldığı eğitimlerle kendini geliştirdiğini anlatan Taşkent, "Eşimin vefatının ardından hayatım sıfıra indi. Çok kötüydüm, doktora gitmedim. KOMEK, doktorum oldu. Gerçekten bu kurslar bugün tedavi olmamda çok etken oldu. Belki hayatımın çok kara geçmesini engelleyen, bugünkü hayatıma dönüşüme vesile olan bu kurslardır." diye konuştu.
Taşkent, eserlerinden ekonomik çıkar beklemediğini aktararak, sabırlı olan herkesin el sanatlarından birini yapabileceğini söyledi.
Ahşap oymacılığını sevdiğini, bazı eserlerinin eksiklerini rüyasında görerek tamamladığını ifade eden Taşkent, evinin atölyesinde sabahlara kadar çalışmalar yaptığını dile getirdi.
Taşkent, icra ettiği sanatta yapılacak çok şeyin olduğunu vurgulayarak, "Bu sanatı yapmaya başlarken biraz güzel malzeme almak için masraf oluyor. Gençlerin daha çok teşvik olmaları için yaptıkları eserleri satabilecekleri yerlerin olması gerekir çünkü meslek kazandırma kursu olduğu için kurslara gelenler, 'Ne kazanacağım ki?' diye sorabiliyor." ifadelerini kullandı.
Sadece ahşap oymacılığı yapmadıklarını, bir sanatı ortaya koyduklarına dikkati çeken Taşkent, "Çok sabır ve emek istiyor. Yapıldığı zaman en güzelini yapmak istiyorsunuz. Basit bir tepsi 3 gün sürüyor." dedi.
- "Eşyaları yaparken eski dönemler aklıma geliyor"
Taşkent, merhum eşi ve kızının isteğiyle ev eşyaları yapmaya başladığını anlatarak, şöyle devam etti:
"O sehpaları, konsolu ve diğer bütün eşyaları, kızımın ön ayak olmasıyla rahmetli eşimin istediği ve onun kullanabileceği şekilde yapmayı tercih ettim. Yaptığım her şeyi kullanıyorum. Sehpalar yaptım, üç boyutlu tablolar yaptım. Bunları hem sergiledik hem de kullanıyoruz. Bunlara baktıkça insanın hoşuna gidiyor.
Bizim için hoş olmayan nokta; yaptığımız işin teknolojisi gelişti. Artık bilgisayardan kesimler yapılıyor ama bizim yaptığımız kesimlerde kenarlarında parçacıklar, ufak tefek eğrilikler kalıyor. Güzellikler onlar. Onun için satın almaktansa kendim yapmayı tercih ediyorum. Maliyeti benim emeğim ama dünyalara değişmem."
Eşyaları zevk için yaptığını vurgulayan Taşkent, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kendi düşünceme göre oluşturduğum eserler dışarıda satın alınanlar gibi değil. Yaptığım eserler daha değerli ve güzel oluyor. Amacım para kazanmak değil, sevdiğim insanları mutlu etmek. O eşyaları yaparken eski dönemler aklıma geliyor. Eski dönemlerdeki insanların kullandığı eserlerden yaptığım zaman, sanki o dönemlerde yaşıyormuşum gibi hissediyorum. Güzel duygular bunlar, anlatılmaz. Kendi yaptığın bir sehpayı koyuyorsun, kendi yaptığın bir tepsiden çay, kahve içiyorsun, güzel duygular yaşıyorsun."