Çayın içerisinde tein ve tanenler içeren bir bitki olduğuna dikkat çekerek, bu tein ve tanenlerin bitkilerin kendilerini korumak amacıyla salgılamış oldukları bileşikler olduğunu ifade etti.
Çayın uygun bir yöntemle pişirilmemesinin bu bileşikleri aktifleştirdiğine işaret ediyor. Bu durumunda kansere varabilecek zararlar oluşturacak olumsuz durumlara yol açıyor. Bunun önüne geçebilmek için çayı demlerken bu bileşiklerin aktif hale gelmesini engelleyecek ısı derecesinde tutulması gerekiyor.
Tadı Acı İse Kesinlikle İçmeyin
Vatandaşların kafe veya çay ocakları gibi yerlerde çay içerken, çayın yüksek ısıya maruz kalıp kalmadığını tadından anlayabileceğine de işaret eden Prof. Bükün, “Normalde çayı içtiğimiz zaman ağırda hoş bir tat bıraktığını hepimiz bilmekteyiz. Bayat çayların ya da tanenlerin aktif hale geldiği çaylar ağızda acı bir tat bırakır. Çay içerken mutlak suretle taze demlenmiş olmasına da dikkat etmeliyiz” dedi.
ÜST DEMLİĞE ÇAY KOYDUKTAN SONRA
Tanenlerin aktif hale gelmemesi için çayın mutlak suretle kaynatılmadan sadece sıcak su ile demlenmesi gerektiğini anlatan Bükün, “Çokça yapılan bir yanlış var. Genelde üstteki demliğe kuru çayı bırakıp, alttaki demlikte suyu kaynatıyoruz. Bu çok yanlış bir durum ve yapılmamalı.
Eğer yapılacaksa da kuru çayı bıraktığımız demliğe biraz soğuk su ilave etmeliyiz. Daha sonra alttaki çaydanlıktaki su kaynayınca çayın üzerine ilave etmeliyiz. Kesinlikle de çayı fokurdayacak derecede kaynatmamalıyız. Yoksa çayımızı sağlığımıza zararlı hale getirmiş oluruz” diye konuştu.