Kağıthane Belediyesi Nikah Salonunda Kolan Hastaneleri ile ortaklaşa düzenlenen programda bir sunum gerçekleştiren Nefrolog Doç. Dr. Pınar Seymen, böbrek hastalıkları ile ilgili olarak vatandaşlara aydınlatıcı bilgiler sundu. Böbrek hastalığının bir halk hastalığı olduğunu belirten Seymen, buna rağmen toplumdaki farkındalığın %10'un altında olduğunu belirtti. Erken teşhisin önemli olduğunu belirten Seymen; ''Türk Nefroloji Derneği tarafından yapılan bir araştırmaya göre toplumumuzda maalesef böbrek rahatsızlıklarına karşı olan farkındalık çok düşük ama buna rağmen biz düzenli olarak doktor kontrollerimizi gerçekleştirir ve hastalığı erken safhada tanımlayabilirsek böbrek sorunlarının tedavisi mümkündür.'' dedi.
11 Kişiden 1'i Risk Grubunda
Özellikle diyabet ve tansiyon hastalarının risk grubunda olduğunu belirten Seymen; her 11 yetişkin kişiden birinin diyabet rahatsızlığı bulunduğunu ve bu kişilerin böbrek yetmezliği ile ilgili risk grubunda olduğunu aktardı. Genetik faktörlerin de bu noktada önemli olduğunun altını çizen Seymen, son yıllarda Türkiye'de artan antibiyotik ve ilaç kullanımının da böbreklere ciddi derecede zarar verdiğini, bilinçsiz ilaç tüketiminin felakete yol açabileceğini belirtti.
Her Başımıza Gelen Şey Bir Hastalığı İşaret Etmez
Hastalığın semptomlarından da bahseden Seymen ; ''Halsizlik, ödem, nefes darlığı, idrarda köpüklenme, gece idrara çıkma, bulantı, kusma, iştahsızlık ve ağız kokusu gibi problemler böbrek sorunlarına işaret teşkil eder. Ancak burada ayrımı iyi yapmak gerekiyor. Örneğin siz gün içinde ve uyumadan önce çok fazla sıvı tüketiyorsanız gece idrara çıkmanız da oldukça normaldir ama eğer sıvı tüketmediğiniz halde gece sık sık idrara çıkıyorsanız bu bir sorun olduğunun habercisi olabilir.'' dedi.
Sağlıklı Beslenmek Çok Önemli
Hastalıklardan korunmanın en önemli yolunun ne olursa olsun sağlıklı beslenmeden geçtiğini belirten Seymen; '' Sağlıklı beslenme sizi aslında sadece böbrek sorunlarından değil birçok hastalıktan da korur. Bu yüzden hem kilomuzu dengede tutmalıyız, hem şeker ve tuzu kararında tüketmeliyiz, hem de yeteri kadar sıvı almalıyız. '' dedi. Özellikle yüksek tuz tüketiminin böbreklerde önemli problemlere yol açtığını belirten Seymen; '' Günlük tüketmemiz gereken tuz miktarı ortalama 5 gramdır. Ancak Türkiye'de bu ortalama günlük 15 gram civarında ve bu da toplum olarak daha fazla böbrek rahatsızlığı yaşamamızın önemli sebeplerinden bir tanesidir. '' diye konuştu.
Sıvı tüketiminin de önemine değinen Seymen, her şey gibi çok fazla sıvı tüketmenin de zararlı olduğunu bu yüzden kış aylarında tüm gün boyunca su ve diğer sıvı gıdalardan günde 2 - 2.5 litre kadar almanın yeterli olacağını aktardı. Yaz aylarında bunun 3.5 - 4 litreye kadar çıkabileceğini belirten Seymen ; '' Bunu sadece su olarak düşünmeyin. Gün içinde içtiğiniz meyve suyu, çay, ayran veya her ne ise toplamda 2 - 2.5 litre tüketmiş olmanız yeterli olacaktır. Fazla sıvı aldığımızda böbreğin bunu vücuttan atması için çok kendini zorlaması gerekir ki bu da zararlıdır. '' dedi.