Konuşmasına İstiklal Caddesi’nde meydana gelen ve Türkiye’yi yasa boğan patlama sonrasında hayatını kaybeden vatandaşların yakınlarına baş sağlığı, yaralananlara ise geçmiş olsun dileklerini ileterek başlayan Şengün, “Taksim’de hepimizi derinden sarsan hain saldırıda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralı vatandaşlarımıza sağlık ve afiyetler diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun” dedi.
Tekrar tekrar böylesine acıların yaşanmaması için tüm tedbirlerin bütüncül bir yaklaşımla alınması gerekir. Meselelere bütüncül bakabilmek olmazsa olmazdır. Zira terör; dış politika, adalet, eğitim ve ekonomiden bağımsız düşünülemez. Bu konuların herhangi birindeki zafiyet, bir diğerini etkilemekte; bir yerde yapılan bir yanlış, diğer tüm sonuçları etkilemektedir. Bugün hâlâ terörü konuşuyorsak, yıllarca evvel yapılan ve bugün hâlâ tekrar edilen hatalar görmezden gelindiği içindir. Bugün canımız bir kez daha yandıysa, 2000'li yılların başında Irak ve Afganistan'a ABD müdahalesine yeşil ışık yakanların ve BOP'a figüran olanların hatalarının sonuçlarındandır.
Şahsiyetli bir Dış Politika
Eğitim alanında yapılan küçük bir hata, diğer tüm alanlarda büyük problemlere neden olur. Adalet duygusunu zedeleyecek en ufak hareket, telafisi mümkün olmayan acılara sebep olur. Ekonomide düzeltilmeyen bir problem, tahmin edemeyeceğiniz zincirleme sıkıntılara yol açar. Dış politikada şahsiyetli bir duruştan verilecek en ufak taviz ise sadece ülkemizi değil, bölgemizde ve yeryüzü üzerinde milyonlarca insanı olumsuz etkileyecek kadar kritik gelişmelere sebebiyet verir. Bu nedenle biz; adalet derken, sadece mahkemelerde davaların doğru ve çabuk sonuçlanmasından bahsetmiyoruz. Ekonomi derken, sadece enflasyondan ve döviz kurundan bahsetmiyoruz. Eğitim derken, sadece okul binalarından bahsetmiyoruz. Şahsiyetli bir dış politika derken ise, asla ama asla sembolik fotoğraflardan bahsetmiyoruz.
“Hızlı ve Kalıcı Çözümler Üretmeliyiz”
1969'dan bugüne kadar "Önce Ahlak ve Maneviyat" denmesinin sebebi, burada oluşacak tahribatın her şeyi etkileyeceğinin bilincinde olunmasıydı. Ahlaki ve manevi değerlerde yozlaşma; adaletsizliğe, eğitimsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, teröre ve dış politikada tavizlere yol açar. Bundan dolayı bu konuların asla ihmal edilmemesi gerekir. Aynı anda birden çok hedefe kilitlenmeye ve bir bütün olarak politikalarımızı planlamaya ihtiyacımız var. Hızlı ve kalıcı çözümler üretmeliyiz.
“Bu Siyasi Anlayışı Bütünüyle Reddediyoruz!”
“Bizler, Milli Görüşçüler olarak, Saadet Partisi olarak sorumluluklarımızın farkındayız. Sırtlandığımız yükün ne kadar ağır ve kıymetli olduğunun idraki içindeyiz. Biz, hayatta karşılaştığı her meseleyi ‘seçimde oy getirir mi?’ ölçüsüne vuranlar gibi olamayız!” ‘Terör ile oy kazanmak veya kaybetmek’ kelimeleri aynı cümlede yan yana geldiğinde dahi tüylerimiz ürperir! ‘Bu saldırı kime yarar?’ cümlesini duyduğumuz anda, kan beynimize sıçrar! İnsanların katledildiği bir olay üzerinden seçim hesapları yapıldığında, oy oranları tartıya vurulduğunda hicap duyarız. Biz bu siyasi anlayışı bütünüyle reddediyoruz!
“Ahdimiz Var Bizim!”
İnsanı, ‘eşref-i mahlukat’ kabul eden inancımız var bizim. Kurulan tuzakları bozacak ferasetimiz var bizim! 85 milyonun huzur, barış ve güven içerisinde; ‘İnsanca Yaşam’ süreceği bir Türkiye ahdimiz var bizim!
İnanıyoruz ve kararlıyız; Allah'ın izniyle de bunu hep birlikte başaracağız!”
“Çok Önemli Hizmetlere İmza Attık”
Siyasi tarihimiz boyunca ne zaman Türkiye bir kapının ardına sıkıştırılsa, o kapıyı açan anahtar hep biz olduk. Ne zaman Türkiye, bir darboğaza girse; bizler devreye girerek buna bir son verdik.
1974'te, 75'te, 77'de, 91'de, 96-97'de ve yarım asrı geride bırakan siyasi tarihimiz boyunca; Biz, en doğru koalisyonları ve en faydalı seçim işbirliklerini yaptık. Elimize geçen en ufak bir imkanı bile milletimizin hayrına olacak işlerle taçlandırdık. "Maddi ve Manevi Kalkınma"mız adına çok önemli hizmetlere imza attık.
"Ne derler acaba?" diye hiç çekinmedik!”
-"Önce Ahlak ve Maneviyat"ın,
-"Yerli ve Milli bir Duruş"un,
-"Üreten bir Ekonomi"nin,
-"Şahsiyetli bir Dış Politika"nın,
- "Tam bağımsız Türkiye"nin öncüsü ve sancaktarı biz olduk.
Tarihin ve milletimizin omuzlarımıza yüklediği sorumluluklardan asla kaçınmadık. "Ne derler acaba?" diye hiç çekinmedik...
Ve evet onu dediler, şunu dediler... Fakat biz kararlı bir şekilde her daim yolumuza devam ettik. Çünkü bizler kolay olanın cazibesine hiçbir zaman kapılmadık. Rahata ve konfora değil, çileye talip olduk!
“Umudun Adresi Saadet Partisi “
Çalışmaları yakından takip etmek için ilçelerimizi geziyoruz. Vatandaşlarımızla görüşüyoruz. İzmit, Darıca, Gebze, Gölcük, Körfez ilçelerimize gittik. Karamürsel ilçemizle ziyaretlerimize devam edeceğiz. Görüyoruz ki, bir çıkış kapısı arayan milyonlar için umudun adresi biziz. Umudun adresi, Saadet Partisi. Her zaman söylediğimiz gibi çalmadığımız kapı, tutmadığımız el, dokunmadığımız yürek kalmayacak.