"Kiraz ağacında kurduğum hayallerim vardı"
Okuma heyecanını hiç yitirmediğini söyleyen Bahriye Geredeli, "17 yaşında evlendim. Kiraz ağacında kurduğum hayallerim vardı. Evlendikten sonra bu hayalimden vazgeçmedim. Önce çocuklarımı okutmaya çalıştım. Daha sonra hem iş hayatı hem çocukların okulları, ev işleri, evlilik hayatı derken artık 37 yaşına geldiğimde 'Bu hayallerimi gerçekleştirmenin zamanı geldi' dedim. Önce ortaokula başladım, 1 yılda ortaokulu, 3 yılda ise liseyi bitirdim. Aynı zamanda o dönemlerde bir restoranda aşçılık yapıyordum. Restoranda çalışırken üniversite sınavlarına hazırlandım" dedi.
"Babam 'Kızlar okumaz' fikriyle beni okutmadı"
Sınavı kazandıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde eğitim görmeye başladığını ifade eden Geredeli, bu süreçte farklı eğitimlerde aldığını ve açıktan toplamda 5 üniversite bitirdiğini söyledi. Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir'e proje sunduğunu da kaydeden Geredeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Projem kabul edildi ve ben Dilovası Belediyesi'nde aile danışmanı olarak görevlendirildim. Proje çerçevesinde bin kişiye evlilik eğitimi ve danışmanlık hizmeti verdim. Boşanmak üzere olan eşlere, madde bağımlı ailelere ve bunun yanında evlilikte problem yaşayan ailelere aile terapisi uygulaması yapıyoruz ve gerçekten güzel bir amaca ulaştığımı düşünüyorum. Ben ilkokula başladığımda 5 yaşındaydım, yaşıtlarım ben 1-2 yaş büyüktü. Onlar evlendikten sonra ben 15-16 yaşlarımdayken ailem, çevrem ve komşularım bana 'Evde kaldın' demeye başladı. Benim hayalim evlenmek değildi, okumaktı. Öğretmenim en az 2 yıl bizim evin kapısına geldi ve hep geri döndü. O her döndüğünde ağladım. Babacığım okutmayı istiyordu ama köyde 'Hiç okuyan kız çocuğu yok, kızlar okumaz' denilince babam da okutmadı. Babam şuanda 'Ben seni okutamadım' pişmanlığıyla üniversite harç ücretlerimi ödüyor"
Çevre baskısı hala devam ediyor"
Okuma fikrine eşinin çok destek verdiğini anlatan Bahriye Geredeli, "Ben 37 yaşımdayken okumaya karar verdim. Eşim bunu biliyordu ve bana hiç karşı çıkmadı. Çünkü çok istediğimin farkındaydı, üstüme gelmedi. Hep arkamda durdu diyebilirim. Beni okula göndermeyebilirdi de ama hiç karşı çıkmadı. Hatta gurur duymaya başladı. Her yerde 'Ben 4 çocuk okuttum' diyerek gururla anlatmaya başladı. Gerçekten çevre baskısı hala devam ediyor. Aradan 30-40 yıl geçmiş, o zamanlar 'Kızlar okumaz' deniliyordu bu kez de 'Bu yaştan sonra okuyup ne olacaksın?' diyenler çıktı. Bu söz bana tembellik belirtisi olarak geliyor. Okuyup her insan bir yere gelebiliyor" diye konuştu.