Yaklaşık 3 saat süren Kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında Erdoğan, Temmuz ayında enflasyon farkı artışları ve diğer düzenlemelerle alım gücünü daha da iyileştireceklerinin mesajını verirken, gündemde yerini koruyan sığınmacılarla ilgili ise kimsenin Suriyelileri göndermeye gücünün yetmeyeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
"Bin yıllık vatanımız Anadolu tarihin her döneminde çeşitli sebeplerle diğer coğrafyalardan gelen insanlara kucak açmış yurt olmuştur. Başı dara düşen, hayatı ve geleceği tehdit altına giren tüm kardeşlerimiz yönünü Anadolu'ya çevirmiştir. Hep birlikte vatanımızı, ezanımızı, bayrağımızı, istiklalimizi, istikbalimizi korumak ülkemizi geliştirmek, milletimizi kalkındırmak için çalıştık, çabaladık. Sık sık dile getirdiğimiz gibi bizim devletimizin sınırları başka milletimizin gönül sınırları bambaşkadır.
Tarih ve medeniyet birlikteliğimizin olduğu coğrafyalardaki kardeşlerimizle çok hasbi, yakın bağlarımızın olduğunu kimse inkar edemez. 1. Dünya Savaşı ve milli mücadelenin ardından yeni devletimiz Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğumuzda gönül coğrafyamızdaki milyonlarca insan Anadolu'ya geldiler.
Cumhuriyetin ilk yıllarındaki nüfusumuzun neredeyse yarısı sınırlarımızın d ışından gelen insanlardan oluşuyordu. Balkanlardan Kafkaslara kadar her yerde başı dara düşen kardeşlerimize kapılarımız açık oldu. Eski Yugoslavya topraklarınan, Bulgaristan, Romanya, Doğu Türkistan, İran, Orta Asya, Afganistan, Bosna'dan, Kosova'dan milyonlarca aile ülkemize sığındı.
"SURİYELİLERİ GÖNDERMEYE GÜCÜNÜZ YETMEZ"
Şimdi Bay Kemal ne diyor 'Biz bunların hepsini tekrar Suriye'ye süreceğiz'. Bunları yapamayacaksın, bunları yapmaya da hiçbirinizin gücü yetmez. Zira biz Ensar kültürü ile yetişmişiz. Muhacir kültürünün ne olduğunu iyi biliriz. Biz sizler gibi bu toprakları hüdainabit bulmadık.
"BİZİM İNSANİ VE VİCDANİ GÖREVİMİZDİR"
Mesela Körfez savaşı başladığında Irak'tan ülkemize gelen 1 milyon kişi savaşın ardından ülkelerine döndü. Şimdi Suriye'nin kuzeyinde briket evleri yapıyoruz. Bunların inşası devam ediyor. Çatışmaları halen devam ettiği, toprak bütünlüğünün hala sağlanamadığı Suriye'nin istikrarını sağlaması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 4 milyon kişinin de İdlib başta olmak üzere bulundukları yerde kalmasını sağlıyoruz. Antalya'da 2015 yılında yapılan G20 zirvesine katılan liderlere Suriyeli sığınmacılar için süratle 1 milyon kişinin barınması için teklifte bulunmuştu. Maalesef bu projeye destek vermediler. Türkiye bu yükün büyük bölümünü hem kendi sınırı içinde hem de Suriye topraklarında üstlenmek zorunda kaldı. 57 bin briket evi tamamladık. Bu sayıyı daha da artırmamız daha da mümkün olabilir. Yeni bir adımı daha atıyoruz. Suriye topraklarında 13 ayrı yerde okuluyla, hastanesiyle tarımıyla 200 bin konut inşa edilmesini sağlıyoruz. Ülkemizde yaşayan 1 milyon Suriyelinin geri dönüşümünü temin etmektir. Kurumuzun yaptığı çalışmalar bu geri dönmek isteyen sığınmacı Suriyelilerin 1 milyondan fazla olduğudur. Kimse ülkesini, evini, işini ailesini bağlarını sebepsiz yere terk edip bilinmezliğe yola çıkmaz. Bizim insani, vicdani, tarihi görevimizdir.
Bir süre sonra batı ülkeleri desteklerini, Suriye halkı yerine bu ülkedeki terör örgütüne yönlendirdi. Bu terör örgütüne binlerce araç, silah gönderdiler. Suriye'de Rejim'in zulmüne karşı çıkmanın yanı sıra tüm terör örgütleriyle en etkin mücadeleyi Türkiye yürütmüştür, yürütmeye devam edecektir. Ülkemiz içindeki Suriyeli sığınmacılar ile diğer statülerde yaşayan yabancıları da yakından takip ediyoruz.
"MAZLUMLARI KATİLLERE TESLİM ETMEDİK, ETMEYECEĞİZ"
Bir süre sonra batı ülkeleri desteklerini, Suriye halkı yerine bu ülkedeki terör örgütüne yönlendirdi. Bu terör örgütüne binlerce araç, silah gönderdiler. Suriye'de Rejim'in zulmüne karşı çıkmanın yanı sıra tüm terör örgütleriyle en etkin mücadeleyi Türkiye yürütmüştür, yürütmeye devam edecektir. Ülkemiz içindeki Suriyeli sığınmacılar ile diğer statülerde yaşayan yabancıları da yakından takip ediyoruz. Kurallara uymayanları da geldikleri yerlere gönderiyoruz. Bu şekilde ülkesine gönderilen Suriyeli sayısı 20 bini bulmuştur. Çeşitli yollarla sınırlarımıza giren ve ülkelerine gönderdiğimiz göçmen sayısı 2016'dan bu güne kadar 320 bini aşmıştır. Ukrayna krizi öncesi son 7 yılda AB ülkelerine ulaşan çoğu Suriye ve Irak kökenli sayısı 1 milyon olarak ifade ediliyordu. Savaştan ülkelerini terk edip AB ülkelerine giden Ukraynalı sayısı 4 milyonu aştı. Ülkemize gelen Ukraynalı sayısı da 100 bini aştı. Görüldüğü gibi sığınmacı sorunu sadece bizim ülkemize mahsus değildir. Tüm dünyanın meseledir. Dün onların dedelerini nasıl bağrımıza basmışsak, bugün bize sığınanlara aynı şekilde davranıyoruz. Mazlumları katillere teslim etmedik, etmeyeceğiz. Suriyelilere ya da diğer ülkelerden gelen vatandaşlara hiçbir kaynak tahsis edilmemektedir. Gönüllü dönüşler için gereken imkanları sağladıkça, ülkemizdeki Suriyeli sayısının makul sayılara gerileyeceğinden kimsenin şüphesi olmasın."