Çayırova ilçesinde TOSB Otomotiv Test Merkezi'nin açılış törenine katılan Özlü, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin hem otomotiv gibi köklü sektörlerde daha yenilikçi bir üretim yapısına geçmesi hem de havacılık, biyoteknoloji, enerji gibi sektörlerde bir ivme yakalaması gerektiğini söyledi.
Türkiye'de ekonomik büyümenin temel itici gücünün sanayi sektörü, sanayinin lokomotifinin de otomotiv sektörü olduğunu vurgulayan Özlü, "Dünya araç üretiminde 16. sırada, AB'de ise 6. sırada yer alıyoruz. Avrupa Birliği'nde otobüs ve hafif ticari araç üretiminde birinci, kamyon üretiminde ise ikinci sıradayız." diye konuştu.
Türkiye'nin dünyada önemli otomotiv üretim merkezlerinden biri olmasını sağlayan en önemli unsurun tedarik sanayisinin gelişmiş olması olduğuna dikkati çeken Özlü, "Bu sektörde, bir Türk markası geliştirmemiz gerekiyor" derken, bunu yan sanayicilere olan güvenleri dolayısıyla söylediklerini anlattı.
- "Ar-Ge merkezi belgesi verdiğimiz firma sayısı 300'e ulaştı"
Bakan Özlü, yan sanayinin üretim kalitesinden ve çeşitliliğinden memnun olduklarını ancak daha büyük başarıları da gerçekleştirebileceklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada 3 hedefe dikkati çekmek istiyorum. Birincisi; ürün çeşitliliğimizi daha da arttırmaktır. Yan sanayimiz, halihazırda ülkemizde imal edilen taşıt araçlarının yüzde 85-90 oranında yerli imal edilmesine imkan verecek çeşitliliğe sahiptir ancak özellikle yüksek katma değerli parçalar olan şanzıman ve aktarma organları gibi parçaları da üretmeye başlamalıyız. İkinci hedefimiz ise Ar-Ge ve tasarım yoluyla katma değeri artırmak olmalıdır. Otomotiv sektörümüz, Ar-Ge harcaması en fazla olan sektörümüz durumundadır. Ana ve yan sanayide çok sayıda Ar-Ge merkezimiz bulunmaktadır. Bu açıdan Ar-Ge Reform Paketi'ni çok önemsiyoruz. Cuma günü, Ar-Ge merkezi belgesi verdiğimiz firma sayısı 300'e ulaştı. İnşallah bütün sektörlerimizde daha fazla sayıda Ar-Ge ve tasarım merkezlerinin kurulduğunu göreceğiz. Otomotiv yan sanayinde üçüncü hedefimiz ise yeni nesil teknolojilere ve özellikle Sanayi 4.0 dönemine en iyi şekilde hazırlanmaktır. 2030 yılında, bir aracın değerinin yarısını araç elektroniği oluşturacak. Bugün kullandığımız parçaların çok önemli bir kısmı yakın bir tarihte kullanım dışında kalacak. Yakıt ve malzeme teknolojilerinde yaşanacak değişiklikleri de dikkate alırsak, yan sanayicilerimizi zorlu bir süreç bekliyor ancak bu süreç aynı zamanda çok büyük fırsatları barındırıyor."
Açılışını yaptıkları test merkezinin bu 3 hedef için de önem taşıdığını belirten Özlü, firmaların hem mevcut ürünlerini geliştirmeleri hem de yeni ürün ve teknolojiler geliştirmeleri için test ve laboratuvar altyapısının büyük önem taşıdığını, bu test merkezinin bu açıdan sektöre büyük güç katacağını ifade etti.
- Eşdeğer Parça Uygulaması
Otomotiv sektörüyle ilgili bakanlık olarak yürüttükleri bazı çalışmalara değinen Özlü, "Test altyapısını geliştirmek, sadece otomotiv sektörü için değil tüm sektörlerimiz için önem taşıyor ancak ülkemizde yapılabilen testlerin dahi zaman zaman yurt dışındaki laboratuvarlarda yapıldığını görüyoruz. Bundan ekonomimiz zarar görüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Otomotiv yan sanayi için çok önemli olan Eşdeğer Parça Uygulamasını hayata geçirdiklerini anımsatan Özlü, bu uygulamayla yerli üretimi ve sanayicileri desteklediklerini, 2015 Haziran ayında başvuruları almaya başlayan TSE'nin, bugüne kadar motor kaputu, tampon, yağ ve hava filtresi gibi parçalar için 10 ayrı firmaya 65 belge verdiğini, bunlar ve benzeri diğer çalışmalarla, yerli ve yenilikçi üretime destek olmaya devam edeceklerini vurguladı.
Bakan Özlü, Türkiye ekonomisinin şu anda zorlu bir süreçten geçtiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Ancak 2008'de patlak veren küresel krizden itibaren, bugünkü ile kıyaslanmayacak derecede zorlu yollardan geçtik. Gezi hadiselerinde, 17-25 Aralık operasyonlarında, en son 15 Temmuz'da, Türkiye ekonomisini yavaşlatmayı isteyenler oldu. Bu sefer özellikle ABD'de yaşanan gelişmelerin küresel ekonomiyi ve dolayısıyla Türkiye'yi de etkilediği bir süreç yaşıyoruz. Özellikle sanayicilerimizin şunu bilmesini isteriz. Türkiye, güçlü bir ekonomiye sahiptir. Türkiye, aynı zamanda ciddi, bilgili ve sorumlu bir ekonomi yönetimine sahiptir. Bugün konjonktürel bir sürecin içinden geçiyoruz. Bu süreç, kısa bir süre içinde normale dönecektir. Türkiye, orta ve uzun vadede ekonomisini büyütmeye devam edecektir."
Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ise olumsuz düşünenlere ve gösterenlere inat Türkiye'nin büyük bir geleceğe doğru emin ve kararlı adımlarla yürüdüğünü, her alanda çarkların döndüğünü, üretim ve üretime dayalı gelişimlerin sürdüğünü söyledi.
Kocaeli'nin Türkiye'nin büyük yürüyüşüne çok önemli zenginlikler ve derinlikler sunduğunu vurgulayan Güzeloğlu, "Biz bütün zorlukların üstesinden gelecek, geleceğe her geçen gün daha da güçlenerek birlik ve beraberlik içerisinde yürüyecek ve inşallah 2023, 2053, 2071 gibi tarihimize hedef alarak çizdiğimiz önemli hedeflerin hepsine erişeceğiz. Hiç kimse bu topraklardan doğan ve dünyanın medeniyet ve insanlık tarihine, birliğin rahmet olduğunu, birlikten kuvvet doğduğunu ve bizim kültürümüzün temelinde; uhuvvet, kardeşlik, birlik ve beraberlik olduğunu unutmamalı." şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından, Vali Güzeloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, TOSB Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Yunus Çitftçi, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Görgün ve diğer protokol mensuplarıyla birlikte açılış kurdelesini kesen Bakan Özlü, daha sonra merkezi gezdi.