Gebze Marmaray durağında bir bayanla buluşacaktım röportaj için. Çenesuyu’ndan 435 nolu Büyükşehir otobüsüne binip yol aldım. Yanımdaki, beye otobüsün Gebze Marmaray durağına gidip gitmediğini sordum. Gitmediğini Çayırova durağının Marmara’ya yakın ve yürüme mesafesinde olduğunu söylediğinde teşekkür edip Gebze merkezde indim. Çünkü bayan Gebze’de bekliyordu.
Önümdeki yürüyen birkaç kişi vardı. Bunlardan birine Marmara’ya giden halk otobüslerini soracaktım. Elinde kağıtlar arkası dönük olan beye seslenerek “affedersiniz beyefendi, Marmara’ya giden otobüsler nereden kalkıyor” diye sorduğumda dönüp tarif etmeye başladı. Ben kendisine tebessümle bakıyordum. Çünkü bu kişi 40 yıllık gazeteci arkadaşım Gebze’de adeta bir marka olmuş İsmail Kahraman’dı. Kendisi beni 20-25 yıldır görmemişti. Tanıyor fakat bir türlü çıkartamıyordu. Bir hamle yapıp,” Nazım Çelik tanımadın mı?” deyince önce şaşırdı. Sonra sarılarak kucaklaştık. “Bu ne tesadüf. Ayarlansa böyle bir karşılaşma olmazdı. Allah’ın bir Lütfu” dedi.
Yukarıya muhasebe bürosuna kahve içmeye davet etti. Kahveleri yudumlarken eskileri yad edip, “duayen gazeteci dostları sizleri misafir etmek istiyorum” diyerek organize etmem için bana bir görev verdi. İleriki günlerde buluşacağız. İsmail Kahraman 34 yıl önce Gebze Hükûmet caddesinde küçük bir kırtasiye dükkanından İzmit’e gidip gelerek haftalık yayınlanmaya Gebze Gazetesinin kurucusu. Kardeşi Yunus Kahraman’a gazeteyi emanet edip kendi ulusal ve uluslararası belgeseller çektiği için “Belgeselci” olarak anılıyor.
İsmail Kahraman çektiği tarihi belgesellerin çoğu günümüzde önemli Televizyonlarda (TRT Avaz, TGRT) yayınlandı. Kısa bir hasret giderme sonrası beni başkanı olduğu kısa adı İKTAV olan İlim Kültür Tarih Araştırmaları Vakfı kütüphanesine götürdü. İçeri girdiğimde binlerce değerli kitabı görünce bir yazar olarak heyecanlandım. Resmen bir tarih kütüphanesi idi. Hem de çok değerli eserlerin bulunduğu bir kütüphane.
Örneğin 1927 Atatürk’ün yazdığı “Nutuk” kitabın orijinal basımını gösterdiğinde iyice şaşırdım ve hayretler içinde kaldım. Yine İzmit Belediyesinin ilk kurulduğu yıllardaki meclis toplantısının yer aldığı Kemal Öz başkanlığındaki meclis tutanaklarını gösterdiğinde gerçekten ilim ve kültür adına çok yol kat ettiğini anlayıp, kendisini bir meslektaş olarak kutladım. Değerli dostum eski Türkçe- Arapça ya iyi derecede hâkim. Eski Türkçe yazılmış belgeleri su gibi okuyor. Kocaeli ile ilgili birçok kitap ta mevcut. Belki çoğu kültür müdürlüğünde bile yoktur. Bu kitaplar ve dokümantasyonların hepsi kayıt altında. Vakıf kapansa bile bir kütüphane olarak hizmet vermek zorunda.
İsmail arkadaşımızın yayınladığı birçok kitap var. “Tuna’dan bir tarih akar, Zaferlerimiz ve Şehitlerimiz, Balkanlarda Osmanlı Medeniyeti Belgeseli- I Bulgaristan” bunlardan bazıları. Çok zor günlerden geçtik dedi. “Teknoloji yoksunuyduk. Haberler basın toplantılarında not kağıtlarına yazılır, ardından daktilodan entertip mürettibine verilirdi. Yeni nesil gazeteciler ve iletişimciler bunları bilmez derken kendisine hak veriyordum.
O yıllarda gazete kâğıdı bulmakta oldukça zordu. Bugün park olan İzmit’te ki SEKA fabrikasında valilikten yazı alıp, gazete kâğıdı tahsisi alındığı günlerdi. SEKA’nın koridorlarında koşuşturmalar sonucu, SEKA kâğıt fabrikasının devasa bobinlerinden çıkan gazete kağıtları kamyon ve tırlarla Türkiye’nin dört bire tarafına dağılırdı. Bu muhteşem fabrikayı sanki dün gibi hatırlıyorum.
43 yıllık gazetecilik bilgi ve birikimi olan İsmail arkadaşımız, 3 yıl önce değişik STK’lardan insanlarla birlikte Türk Dünyası Gazeteciler Federasyonu’nu oluşturup, şuraları düzenlemekte, Türk Dünyası Belgesel film Festivalleri organize ederek kültür ve medeniyet tarihimize hizmet etmenin gururu ve mutluluğunu yaşamakta. Kendisine sağlık dileklerimle…